R.B.Absattarov - Doctor of Philosophy, professor.

(Республика Казахстан г. Алматы)

 

Bilimsel çalışmaların sosyal amaçları ve gerçekleştireceği görevlerle ilgili önemli meseleler.

 

Öğretim sistemindeki sorunları çüzmek - sosyal, siyasi bilmin en önemli görevlerindendir. Öğretim sistemini oluşturmadan sosyal bilim basamakları aksayabilir. Gelişmiş öğretim sistemini oluşturma her yönden araştırılarak bir zemşn kazanan bşlşm dalıdır. Örneğin: sosyal, siyasi, demagrafık, etnografik, ekonomik, pedogojik, psikolojik, felsefe dalları tarafından da araştırılmalıdır. Her dal öz bakım açısından soruna çözüm sunar, araştırır, o dala has fikir üretir. Ama öğretim sistemini sosyal gelişim sürecinde reform sunan en önemli konu o1 arak ele alarak topluma sunacağı amaçlar ve görevleri özel araştıran edebiyatlar sayısı sınırlıdır.

O yüzden de problem olarak görülen ilmin sosyal amaçları ve görevleri her taraflı araştırılmaya muhtaçtır. Tabii ki, bir tek makale ile bu geniş probleme çözüm üretmek mümkün değildir. Fakat bu yüzden biz bu meseleyi ilmin sosyal çevreye etlileri konusu tarafından göze alacağız.

Bugün, bilim sosyal kurumlar arasında ilk çaplarda görülen meselelerdendir. Bilim kalitesi toplumda olup biten her şeyi haklı olarak etkiler. Teknolojinin, ekonomi, siyaset, kültür gelişimi hem de insanoğlunun sosyal ortamı bile direkt bağlıdır.

Bilmin sosyal çevreye etkileri, konu olarak olumsuz yönleri düzeltmeye yönleri düzeltmeye ve insanın kültürel gelişimine yeni işleme niteliği sunan araştırma dalıdır. Bilmin sosyal çevreye etkileri - ilmin kökünü, yaşayış sürecini, kuruluşunu, teşkilat metodunu, öğretim dalının sosyal gelişim süratini, bu daim başka kurumlarla ve yaşamın başka dallarıyla oluşan özelliğini araştırır [1].

Sosyal tanımda "Sosyalleştirme" kategorisi "ilim"'anlayaşmdan daha önemli yer tutabilir. Sosyalleştirme, tesadüfen ve hedefli olarak iki ana formda gerçekleşir. Bilim dalını sosyal bakış açısından ele alırsak toplum gelişiminde hedefli, sistemli, biçimli ve yönlü bie yere sahiptir. Bu da demek oluyor ki, bir toplum için bilim en önemli değerdir. Sosyal değerler ilmin sosyal amaçlarım ve görevlerini, evrensel stratejisini, ahlaki yönden gelişimini de öne sürer [2].

Herhangi bie ferd eğitimini geliştirirken, hertürlü değerlerde; kurallarda ve hizmet faktöründe sağlanan standartlar öğretim sisteminin temel noktası kabul edilir. İlmin nişanı, onun geleceğe dair hedef noktası ise sosyal rollerden

kaynaklanr. O nedenle insan sosyalleşmeye kendini hazırlar, örneğin, mesleği seçme ve gelecek eğitimini geliştirmede.

Bir anda her türlü sosyal çevre - okul, aile, meslek okulları ve başka öğretim sisteminin kurulundan, genellikle, formal bilim (eğitim) ve formal olmayan bilim (eğitim) olarak ikiye ayrılır. Bundan sonra sosyal daire seçimi, sosyal hedef, organize ve işleme meselesini gözden geçirmek talep edilir.

Demek öğretim - talebenin bir bilim çehresidir. O ferdin yeteneği ve ahlakını tecrübe sahibi olan ve kültürlü ustaya çeviren, böylece de sosyal kurulumunu yükselten okuma ve terbiye etme gibi hep devam edecek hedefli, organizasiyonlu ve sabit hizmetleri sunan bir daire çizelgesidir.

Öğretim genellikle haklı olarak sosyal daire şeklinde ele alınır. Öncelikle bakacak olursak sosyal yaşama ilgili ilim tecrübesi babadan oğula miras olarak kalan en önemli değerdir. Yaşamak için emek harcamak gerek. Emekten de iş, meslek ortaya çıkar. Ve bu meslekleri öğreten sosyal kurulumlardır. Platon ve Aristotel tarihte ilk olarak öğretimin önemliliğini vurgulayan alimlerdir. Şimdiki zaman öğretimi ise iletişimsel temel yapısı sağlanmış olan sosyal dairedir. Öğretim basamağına göre (okula kadar, orta, mesleki ve yüksek öğretim) kurum olarak (kreş, okul, lise, yüksek okullar) hizmet eder.

Günümüzde öğretim sisteminin toplumun gelişiminde, ekonominin yükselişinde, sosyal emmniyeti sağlamada önemli faktör olarak kabul eden memleketler kendi öğretim sistemlerinin eksik noktalarını çıkartabilmek, geiştirmek nedeniyle kendi sosyal ve siyasi gelişimlerine göre her türlü yeni reformlar kabul ederler büyük önem kazanmaktadır.

Bilim, umumi olarak insan kültürüne yeni açılışlar ve şuanki modern yaşama önemli ve hayati meseleleri çözmeye neden olabilecek yeni fonksiyonlar sunar [3].

İlmei eğitime davet, onun herhangi bir dalma katılma kişide sosyal seferberlik için ön şartları oluşturur. İlim kendine has sosyal seferberlik fonksiyonlarını gerçekleştirerek kendi birçok kurallarından destek alır. ilim insana tercih etme şansı ve herhangi bir meslek, yada sosyal göreve ulaşmak için hedef sunar, çünkü ilimin temel şartlarından biri de hedef koyma ve o gedefe ulaşmadır. İnsanın okuldaki tebrikleri sosyal işlerde başarılı olacağına kefil değildir, ama gene toplum bilim kurulumlarmm sertifikalarına güvenmeye alışmış olabilirler. Diyelim, herhangi bir yüksek konumdaki iş kontenjanında üniversite, lise diplomasının tesiri çok fazladır.

Öğretim sistemi talebelerini sosyal kültürel yönden seçer. Önceleri bilim öğrenmek sadece sosyete kışıma ulaşılabilecek bir hedefti. Fakat günümüzde maddi geliri düşük toplum için bilmin bir dalını bile öğrenmek zor işlerdendir. Öğretim kurumlarını kazanmak ta toplumun her sosyal ferdi için aynı şartları öne süremüyor.

Devlet derecesindeki proteksiyonizme (mesela: işçiler ve köylüler) öğretim sistemi dayanamaz hep ona tabii olur.

Bazen proteksiyonizm öğesi, bizim düşüncemize göre ihtisaslı yapılan hareketlerden de ortaya çıkar. Eğer bu yönden alırsak mesleki yönlü okullar için testlerin fazla olması hatalı sonuç verdiğini İngiliz ve Amerikan sosyalcileri ispat edilmiştir. Halbuki test ferdin genel yeteneğini ortaya çıkartır. Fakat dil bilmi yönünden ele alınırsa (mesela: ingilizce) kelime hazinesini net olarak ortaya atma ve doğru karar alma şansı verir. Kendi çapında dil, konuşma kültürünün gelişmesi ferdin maddi durumuna da bağlı, fakir artamlarda dil, kültür gelişimi zengin ortaya nazaren daha düşüktür. Az gelişmiş bir ortam için yabancı kültürde kullanımda az olan kelimeleri yüksek aşamaya geçirmesi bir çok engeller doğurur. Bu bip veriler bie gerçeği ortaya çıkarıyor ki, sadece insanın dil bilgisi onun kabiliyetini tam olarak ortaya çıkartamaz. O yüzden de itibarlı meslekler sadece tek bir yönle bakılmamalıdır.

Okul müesseselerinin seçmiş oldukları eğitim yönleri kaliteleri açısından ayrılırlar. Bu da genelde teknoloji ve maddi temele, öğretmen kalitesine direkt bağlı olur. Okul müessesinin itibarı onun tarihi ve gelenek temelinden kaynaklanır. Her ülkede kendine göre kaliteli ve özel okullar vardır. Bu okullardan mezun olan talebeler okul itibarını iş bulma konusunda kefil olarak kullanırlar. Böyle itibarlı müesseseler ilk öğretim okullarından yüksek okul kurulumlarma kadarki bilim merdiveni elit öğretim sistemi sayılır. Yeni ve şuanki zaman bakışıyla tabakalara bölünme, sosyal eşitlilik yada eşitsizlikte bilmin yeri çok önemli yer tutar. Bu yüzden de devlet siyasi değeri sosyal görevlerin bi nedeni, bir ek parçası gibi bakılmalı.

Öğretim dalının hedefi memleket için, sadece onun sosyal seferber tarafını etkilemek, ve toplumun sosyal eşitliğini korumak değil. Öğretim kurulumları sosyal kontrol görevini yapmada sorumludurlar [4]. Öğretim müesseseleri insan haklarına değer veren, toplumsal normları koruyabilen ve saygı duyan, hakları çiğnemeyen ferdi terbiye eğitimiyle meşgul olur. Eğitim işlemi ancak üretim için değil, günümüz şartlarında her yerde; ulaşımda, iş yerinde, sokakta, spor salonunda, ev işlerinde bile gereklidir. îşleme tahsil sahibi olamamak (elektrik, kimya ve başka teknoloji kullanım talimatını bilmemek te eğitimsizliği temsil eder) gününüz insanının sağlığına, etrafına zarar verir, kazayla sonuçlanan olaylar çıkarabilir.

Okul müesseseleri öğretim sistemlerini ve kabiliyetlerini kullanarak geleceğimize kültürel ve ahlaki değerleri kazandırmaya çalışır. Tarihten görüyoruz ki, Eski Yunan Devleti temel işleme ahlakını, toplum için önemli terbiyeyi, hayati önem taşıyan bilgileri çocuğun gelişim sürecini kontrol etmek ve zamanında kullanmak amacında kullanmışlar.

Bugünün öğretim sistemi medeniyet numunesini gelecekten geleceğe, bir daldan ikinci bir dala sunmakla beraber işleyiş yapmasına da elde eder. Başka bir deyişle Öğretim Sistemi kültürü koruyucudur ve asıl işleyici unsurdur [5].

Öğretim sisteminin kalitesine göre ilim yükselir ve gelişir. Bilim ve yetenek bir birini tamamlar ve bir gelişmiş ferdin ortaya çıkmasına yardımcı olur. İletişim kaynakları da terbiyeyi çok etkiler.

Öğretmen kalitesi ve tecrübesi ise öğretim sistemindeki bir anahtar konumdadır. Ne yazık ki, bugün gençleri öğretmenlik mesleğine çekmek çok zordur. Bunun nedeni öğretmenlik mesleğinin maaşı, öğretimde kullanılan teknolojinin eskiliği, kalitesizliği ile gençlere terbiye vermenin zor olmasıdandır. Eğitim sisteminin hedeflerine dair toplumda kazanılmış olan üç amacı sunabiliriz.

Bunların biri devletin sunduğu öğretim sisteminden ve pedogojik kaynakların sunumundan kaynaklanıyor.

Bu halde ilk amaç ekstensiv amaçtır ki, talebe tecrübesini, yeteneğini kültürel yöne çevirmek ve orada kullanmaya yardımcı olmaktır. Kültürel daim içinde kendi dalını seçmeye el ucu vermektir.

İkinci amaç, talebeyi sosyal tarafından, ferdi yani amatör gelişimesi açısından yardımda bulunmak.

Üçüncü amaç, intensiv amaç, evrensel gelişim. Yani ferdi belli bir mesleğe yada genel yeteneğini bir tek olumlu yöne çevirmek.

Bu amaçların hepsi çok ince bir noktada toplanırlar ki, o yüzden de öğretim sistemi için en önemli amaçlardan birini oluşturur. Ama gerçek durumlarda medeniyeti bilmeden toplumun gelişimine ayak uydurma ve sosyal çevreye seslenebilme söz konusu olamaz.

Bütün insanlığın yeteneğini, tecrübesini medeni yönü geliştirmek için görev olarak sunmak mümkün mü?

Bu yön tek bilimin görevi değil, bütün sosyo-kültürel kurulumlarm asıl görevidir. İnsanoğlu evrensel kabiliyetli olsa bile her ferd kendine göre sonuçlar, hareketler ortaya çıkartır ve bu kabiliyetleri medeni gelişmede tam kullanamaz. Ferdin sosyal ortada sunduğu kendine has yapısı onun öğretim sisteminde gösterdiği hayati meselelerden de kaynaklanır.

Bizim fikrimize göre, bilmin intensiv numunesi, onların hareketlerini, öğretim siteminin kalitesini kıyaslamak için en iyi nedenlerdendir. Ferdi tek yönlü hedefe hazırlamak onun amacına daha çabuk ulaşacağını gösterir. Hazırlamak -belli bir hedefe ulaşma yönü seçmek, oluşturmak, talep etmek, görüşmek ve değerleri iyi öğrenmektir.

Sonuç olarak, bilmin sosyal çevreye etkisi, hedefi ve görevi sosyal bilim dalındaki en önemli meselelerden birini oluşturur. Bu tip meseleleri değelendirmede makale yazımı gibi araçlar yetersiz kalacağı bellidir. Bilmin sosyal çevreye etkisi, hedefi ve görevini açmak için onu etkileyen faktörleri net bie şekilde değerlendirmek ve bulmak ve de araştırmak gerekir. Yabancı gelişmiş Devletlerin bugüne kadar kazandığı tecrübelerden de faydalanarak kendi yurdumuzda kültürümüze uyan araştırmalar, bilimsel sonuçlar, fikirler sunabilmeliyiz. Eğitimin sosyal çevreye etkisi, hedefi ve görevi sosyal bilim dalındaki en önemli mesele olarak artaya çıkar ve de devamlı araştırılan ilim dalını teşkil eder.

 

Kaynaklar:

1.     ЬСарацыз: Социология. Энциклопедия. - Минск, 2003. - С.1051-1055.

2.     Биекенов К., Садырова М. Элеуметтанудыц тусшд1рме сездш. - Алматы, 2007. -67 бет.

3.     Абсаттаров Р.Б., Садыков Т.С. Воспитание культуры межнационального общения студентов: теория и практика. - Алматы, 1999. - С. 44-45.

4.     Караңыз: Модернизация высшего образования и науки: пути и перспективы инновационного развития. Материалы международной научной конференции, 18 октября 2008 года. - Алматы, 2008. - С. 179-182, 209-211, 220-228.

5.     Қараңыз: «Білім беру жуйесін модернизациялаудың Қазіргі әдістер атты Ш.Ш.Шаяхметовтың 70 жылдығына арналған республикалық ғылыми-практикалық конференция материалдары, 30 cәyip 2009 ж. - 1 том. - Алматы, 2009.-4-5, 12-15, 19-27 беттер.